SIM Kart Yerine e-SIM Kart
Eylül 2018’de Apple, o zamanki son ürünü Iphone XS’i tanıtırken bu telefon ile gelen yeni bir özellik herkesin dikkatini çekti: e-SIM kart teknolojisi…
Sim kartların geçmişine göz attığımız zaman, 1996 yılında Mini SIM, 2003 yılında Mikro SIM, 2012 yılında Nano Sim ve 2016 yılında e-Sim olarak evrim geçirdiğini görüyoruz. Peki, nedir bu e-SIM teknolojisi?
e-Sim Nedir?
Başında bulunan “e” harfi, İngilizce “embedded” yani gömülü demek. Kelimeden de anlaşılacağı üzere, telefonlarımıza takılan küçük SIM kartın yerine telefonun ana kartında bulunan küçük bir çip diyebiliriz. Şunu baştan belirtelim; e-SIM’in çalışabilmesi için operatörünüzün bu yeni teknolojiyi desteklemesi gerekmektedir. e-SIM’in dikkat çeken özelliği ise iki hat kullanımını destekliyor olması ancak aynı anda sadece birini kullanabiliyoruz. Bu iki hatta, internet ve konuşma ücretleri açısından birbirinden farklı tarifeler seçmek mümkün…
Nano SIM kartlardan bile küçük olması, akıllı saat segmentinde kullanılabilirliğini olağanüstü derecede artırıyor. Zaten Samsung, 2016 yılında çıkarttığı Gear S2 modelinde bu teknolojiyi kullandı keza Apple, 3. versiyon akıllı saatinde de bu teknolojinin tüm nimetlerinden yararlandı ve yararlanmaya devam ediyor. Bu arada Google’ın popüler akıllı telefonu Pixel 2’de e-SIM’i destekliyor ancak hala hazırda dünya çapındaki tüm operatörler henüz bu yeni teknolojiyi desteklemiyor.
e-Sim’in Kartın Avantajları
Peki, bu yeni teknoloji bize ne gibi kolaylıklar sağlayacak? İlk aklımıza gelen, telefon ya da hat değişimlerinde plastik sim kartların değişmesi gerekliliği ortadan kalkacak. Telefon ana kartında bulunan küçük bir çip olan e-SIM, silinebilir/yazılabilir olması sebebiyle operatör ve numara değişikliklerinde çok büyük kolaylıklar sağlayacak. BTK’dan yapılan son açıklamaya göre; ülkemizde bulunan operatörlerin 2020 yılının sonuna kadar bu teknolojiyi destekleyen alt yapıları hazırlamaları ve kullanıcılara sunması bekleniyor. Şu an için en büyük dezavantajın e-SIM’ler telefon ana kartlarına gömülü olduğu için hücresel ağ bağlantısının kesilemeyeceği, bunun da internet kotalarının dolmasına ve şarjların daha çabuk tükenmesine sebep olacağı düşünülüyor.
e-SIM’lerle birlikte farklı cihazlar, tek bir mobil hesaba kolaylıkla bağlanabilecek. Şu an için pek yaygın olmayan ama orta ve uzun vadede çok dünya genelinin standartı olacak bu teknoloji 10 ülkede bulunan bazı operatörler hali hazırda destekliyor. Bu ülkeler; Avusturya, Kanada, Hırvatistan, Çekya, Macaristan, Hindistan, İspanya, İngiltere ve ABD.
2020 yıl sonuna kadar Ülkemizde faaliyet gösteren operatörlerin, e-SIM için alt yapılarını hazırlayacağını yazımızın başında belirtmiştik. Apple’ın Iphone XS modeli ile birlikte akıllı telefonlarında kullanmaya başladığı bu son teknoloji, Google’ı da harekete geçirdi. Google, başta Pixel 2 model akıllı telefonunda bu teknolojiyi kullandı. Şu anda Android işletim sistemine sahip diğer akıllı telefonlarda da bu teknolojiyi yaygınlaştırmaya çalışıyor.
Bakalım bu yeni teknolojinin gerçekte ne gibi avantaj ve dezavantajları olduğunu deneyimleyerek test edeceğiz.