Asıl Rekabet Şimdi mi Başlıyor?
”bir yeni normal pazarlaması eksikti” diyenler için yazılmıştır.
Korona döneminde yeni normal, yeni pazarlama ve yeni müşteri portföyü hakkında binlerce tahminde bulunuldu. Kimi, ‘’Artık hiçbir şey’’ eskisi gibi olmayacak dedi, kimiyse ‘’Bekleyip görelim’’ diyerek süreci gözlemledi. Kartların yeniden karıldığı iddialarının havada uçuştuğu markalar dünyasında ‘’yeni’’ bir rekabet başlayacak mı dersiniz? Rekabetin hızlanacağı kesin ama bu çok yeni bir durum mu emin değiliz…
-Bazı Sorular
Soru 1;
Kişiselleştirme yeni bir hadise mi?
Son günlerde bazı büyük mağazaların randevu sistemiyle çalışması, ‘’Daha fazla kişiselleştirme’’ adı altında kategorize edildi. E kişiselleştirme pazarlamanın icadından beri kullanılan bir yöntem değil mi zaten? Konu ürünün başına ‘’I-‘’ ibaresi koymak değil…
Bir ürünün veya markanın sunduğu tüm değer önermeleri yarar sağlamak içindir. Bu önerme duygusal, fonksiyonel hatta toplumsal yönergede olabilir.
Bir otomobil güvenliyse; bireysel açıdan güvenlik, toplumsal açıdan güvenlik ya da kullanılan malzemenin kalitesi anlatılabilir. Nihayetinde markadan alacağınız mesaj, kişisel bir hazzınızı doyuracaktır.
Soru 2;
Daha önce ne söylediniz?
Kimsiniz? Sizi tanıyor muyuz? Daha önce konuşmuş muyduk?
‘’Abi çok rekabet var ya. Nasıl görünebiliriz ki o kadar markanın içinde?’’ En son bunu mu söylediniz yoksa sizi tanımamız için yeni söylemler mi üretiyorsunuz?
Hedef kitleniz kim? Erkekler mi? 40 yaşındaki erkekler mi? Hangi 40 yaşındaki erkekler? Bu sorunun dibine kadar inebiliyor ve daha da önemlisi yanıtlayabiliyorsanız hedef kitlenizi tanıyorsunuz demektir. Rakiplerinizin durumundan da haberdarsanız ve fayda sağlayacak bir ürününüz varsa tanışmamız an meselesi demektir. Lütfen ürününüzü anlayabileceğimiz şekilde tanıtmaya başlayın.
Soru 3;
Rakipleriniz ne yapıyor?
Bu soruyu o kadar sık görüyorum ki; bazen her şeyin başı bu soruymuş gibi hissediyorum. Yıllar yıllar evvel pazarlama diye bir şey yoktu ve bir guru çıkıp şöyle buyurdu: ‘’RAKİPLERİNİZ NE YAPIYOR? HEMEN ÜCRETSİZ RAKİP ANALİZİ YAPALIM!’’ Böyle şey olur mu yahu…
Konuyu özetleyen, çok sevdiğim bir söz vardır: ‘’Batan her iş rekabetle başlar.’’ Geçen yıl, güzel ülkemizin neredeyse bitki örtüsünü oluşturan lokmacıları hatırlıyor musunuz? Hemen hepsi o güzel dükkanları, diğer dükkanlara bakarak açtı. Kim gelir, kim gider, bu semtte toplam kaç kişi lokma yer diye düşünmeden açılan binlerce dükkan… Ne hafızalarda yer edebildiler ne de fark yaratabildiler. Aynı üreticiden aynı lokma makinelerini alarak aynı lokmaları yaptılar. Çoğunun iyi semtlerde olmasına rağmen siftah bile yapamadan kapatıp gittiği günler oldu. Uzaktan, önünde kuyruk olan rakiplerini izleyerek sigara içtiler. Söyleyecek bir şeyleri yoktu. Zaten bu yüzden kaybettiler.
Özetle; yeni normal, eski pazarlama, daha fazla x, daha çok y… Elbette trendleri takip etmelisiniz. Bunun aksini söylemek akıl dışı olur zaten.
Fakat öncelikli işiniz müşterinizi tanımaktır. Rakip analizleri ancak ve ancak ikinci fazda işe yarar. Üçüncü aşama ne diye soracak olursanız; sizsiniz elbette…