Ağacın Bir Dalı: İçerik Pazarlaması
Meşhur ve güncel bir ifadeyle başlayalım: Big Data çağında yaşıyoruz. Artık ”anlamlı” şekilde işleyebileceğimiz binlerce, milyonlarca hatta milyarlarca içerik var. Sizce bu sınırsız enformasyon akışı içerisinde markaların ilgi çekici bir kimlik yaratması daha mı kolay yoksa daha mı zor? Bunu anlayabilmek için önce içerik pazarlaması nedir sorusunu yanıtlamamız gerekir.
Personanız ve Siz
William Bernbach, 60’lardaki ”yeni nesil reklamcılık” akımını başlattı ve sektörü bambaşka bir yere taşıdı. Kendisinin şöyle bir sözü vardır: ”Ne söyleyeceğinizi bulmak iletişim sürecinin başlangıcıdır. İnsanların ilgi göstermesini, inanmasını ve dinlemesini sağlayan şey ise bunu nasıl söylediğinizdir. Bunda başarılı olamadıysanız, ne söyleyeceğinizi bulmak için harcadığınız tüm çaba, zeka ve yetenek boşa gitmiş demektir.”
Kısa bir es verip bugünün İçerik Stratejisti James O’Brien’a geçelim. James O’Brien ”değer temelli” içerik pazarlamasına inanır. Hedef kitleye sunulan içerikten ”fayda” bekler. Dijital pazarlama içeriklerinin her birinin karşı tarafa bilgi aktarmasını ve marka konumlandırmasını değerli kılmasını ister.
Bernbach ve O’brien’ın ifadeleri birbirinden farklı alanlara değinse de gerçekleşmeleri için ortak bir paydaya ihtiyaçları var; persona!
İçerik pazarlamasında hedef kitleye yönelik akış hazırlanır. Bu hedef kitleye marka kimliği, marka konumlandırması ve hedef kitlenin değişen ihtiyaçları doğrultusunda içerikler sunulur. Yani, ”Ben içerik pazarlması yapıyorum.” diyebilmeniz için, öncelikle doğru konumlandırılmış bir markanız, ihtiyaç ve değişimlerini gözlemleyebildiğiniz bir hedef kitleniz ve bu hedef kitle tarafından iyice anlaşılmış bir imaja sahip olmanız gerekir. Kısacası, içerik pazarlaması tek başına bir şey ifade etmez. Personanızı yansıtır.
Stratejiniz Ne Üzerine?
Marka yönetmek doğru strateji yapma işidir. Daha doğrusu, doğru işin başlangıcıdır. Stratejiniz, ”Yarın da şunu paylaşayım” üzerine olamaz. Stratejiniz, markayı tanıtmak üzerine de olamaz. ”Bilinirlik” tek başına asla bir strateji olamaz. Yapacağınız her şey marka/ürünün bilinirliğine değil ”talep edilmesine” yönelik olmalıdır.
Coca Cola’ysanız hedef kitlenizin çok hoşuna giden ama pek de para kazandırmayan içerikler yayınlamaya lüksünüz vardır. ”Marka sadakati” ile avunmak isterseniz hemen günceli takip ederek çok takipçili ama az satışlı bir sosyal medya hesabı yaratabilirsiniz. İnanın, zor değil. O takipçi bir gün elbet artacaktır…
Şimdi Coca Cola olmadığınızı varsayarak şunu söyleyelim; içerik pazarlaması dediğiniz şey sadece ağacın bir dalıdır. Önce markanızı konumlandırın, müşterilerinizi tanıyın, ürününüzün ciğerine kadar inin ve bir persona oluşturmak için çaba harcayın. Tüm bunları yaptıktan sonra markanız size yarın sabah 10.00’da ne paylaşmanız gerektiğini söyleyecektir.