1 Haziran 2020 Yeni Normal
1 Haziran 2020, Türkiye’de aylardır merak edilen yeni normal sürecin ilk günü. Yeni normal nasıl olacak? Yeni normal neleri değiştirecek? Nedir ki bu yeni normal? Yaşayacak ve göreceğiz. Yazımızda ise bu kadar endişe edilecek bir süreç olup olmadığına değineceğiz.
Bugüne Dek Ne Oldu?
Yeni normal, karantina sürecinin başında ”Şu süreç bir geçsin, şehrin bütün gezmediğim yerlerini gezeceğim” şeklinde algılandı. Yani bu geçici bir dönemdi, tıpkı karantinaya girin dendiği gibi dışarı çıkın denecek ve her şey eskisi gibi devam edecekti. Süreç uzamaya başlayınca ”Dışarı çıksak bile…” görüşü yerleşti. Dışarı çıksak bile maske takmaya devam edip sosyal mesafe duvarını belirsiz bir süre daha aşamayacağımızı fark ettik…
İşte o gün hangi gün ise çok merak ettiğimiz yeni normal sürecin başlangıcıydı. Burada keskin bir kırılma noktası oldu. ”İnsanlar alışverişi internetten daha emniyetli bir şekilde yapıyormuş, biz de öğrenelim şu işi” diyenler ve ”Çoluk çocuk, konu komşudan rica ederiz boşver” diyenler…
Bu iki grubu iki ana başlık şeklinde değerlendirmekte yarar var çünkü bunların birçok alt başlıkları var. Örnek? İş dünyası… Yapılan onca iletişim, umut dağıtma çabaları, yanındayız mesajları boşuna değildi. Başarılıydı ya da başarısızdı demek kişisel beğeniye tabidir fakat kesinlikle boşuna değildi. Bu yazıyı okurken zihninizde canlanan araba, giyim, fast food, e-ticaret ve birçok farklı kulvardan firma, yeni normal hakkında tahmin yürütmek yerine hedef kitlelerinin zihnindeki imajlarını tazelemekle meşgullerdi.
Dijitale Uyum Sağlar mıyım?
O halde ilk ana başlığımızı şöyle atabiliriz; ”Karantina süresince iletişime devam eden markalar” Bahsettiğimiz markalar, mevcut kampanyalarını sürdürmek yerine (ki dünya virüsten kırılırken bizim patates kızartmamız daha lezzetli demeleri mümkün değildi zaten) yeni stratejilerle -çoğunlukla- duygusal kimliklerini yansıttılar. Bu aşamada insanların yeni ihtiyaçlarını keşfettiler ve ürün gamlarını da bu plan doğrultusunda pazarladılar.
Diğer ana başlığımız ise karantina süresince iletişim yapmayan/bütçe ayırmayı bırakan markalar… Elbette ”Gelir kaynağım kesilmişti, sen neyden bahsediyorsun?” çıkışı bu konu için oldukça doyurucu bir cevap olacaktır. Peki, planınız neydi? ”Para olacaktı ki x markası kadar reklam yapardım” diyebileceğiniz bir fikriniz var mı? Maddi imkansızlığı bir kenara bırakırsak, dijital pazarlama konusunda ne yapıyordunuz ve yarım kaldı? Yıllık sigorta satmayı bırakıp aylık sigorta satmak neden başka bir firma reklam yapınca akla geldi? Maddi imkansızlıktan mı yoksa sektöre göre yol alma alışkanlığından mı?
”Markalar Çok İyi Reklam Yaptı, Bizim Paramız Yok”
Bahsettiğiniz reklamlar arka fonunda piyano çalan, ”Kavuşacağız” temalı reklamlar ise yüzde yüz haklısınız. Ancak şöyle bir handikap var, bu reklamların çoğu zihnimizde yer etti. Nedeni çok basit; 1-1.5 ay önceki sosyolojik etmenler bu işin böyle yapılmasını öngörüyordu. Birbirinin kopyası o kadar fazla iş çıktı ki; haliyle sıkıldık. Dönemin şartı bir kez daha değişti ve bahsettiğiniz markalar başka stratejilerle farklı kampanyalar hazırlıyorlar. Ticari olarak başarısız diyebilir misiniz? Bir de şöyle soralım; siz işletmeniz için çıkış yolu ararken bu firmalar imaj çalışması yapmayacak mıydı?
3 Ay önce ”Dijital Çağın Yeni Trendleri” başlıklı bir yazı yazsak, alt başlıklarından biri ”Kişiselleştirme” olmaz mıydı? Şüphesiz evet. Endişelenmeyin, bugün yine o listede aynı alt başlık var. Bazı önemli markalar bunu keşfetti ve randevuyla müşteri ziyaretini başlattı. O liste ve muadili binlerce liste internetin her köşesinde hala var. Lütfen, dikkatlice okuyun. Pazarlamanın, alışılagelmiş modelden çok daha farklı metodları olduğunu keşfedeceksiniz.
”Dijitalden nasıl para kazanırım?” sorusunu sorabilmeniz için dijital dünya ile markanızın kesişim kümelerini bulmalısınız. Planınızı bu doğrultuda yapar ve değişkenlikleri takip ederseniz hem dijitale uyum sağlarsınız hem de maksimum fayda elde edersiniz. Yeni normal süreci düşünmek yerine yeni planınızı hazırlamaya başlamalısınız. Hayat her gün değişiyor zaten…